POLİTİKA - 23 Ağustos 2024 Cuma 09:55

Başkan Özçelik’ten esnafa çağrı: “Ruhsatınızı alın”

A
A
A
Başkan Özçelik’ten esnafa çağrı: “Ruhsatınızı alın”

Alanya Belediye Başkanı Osman Tarık Özçelik, Alanya’da ruhsatsız işletme kalmayacağının altını çizerek, “Esnafımızın ruhsat denetimlerini ’esnafı sıkıştırdığımız’ yönünde değerlendirenler olduğunu görüyoruz. 9 işletmeye ruhsatını almadığı için son uyarısını yazdık. Belediye olarak şu ana kadar ruhsatı olmadığı için kapattığımız bir tek işletme yok. Sadece gelin lütfen ruhsatınızı alın diyoruz” dedi.


Alanya Belediye Başkanı Osman Tarık Özçelik, Haftalık Olağan Encümen Toplantısı’nın ardından basın mensuplarıyla bir araya geldi. Başkan Özçelik, önümüzdeki yıldan itibaren Alanya’da kış ve spor turizmini canlandırabilmek adına birçok projeyi hayata geçireceklerini belirterek, "Alanya’ya 2025’te ve 2026’da 15 bin ile 20 binin üzerinde sporcu getirmeyi planlıyoruz. Gelecek yaz Avrupa Voleybol ile Hentbol Şampiyonası’nı Alanya’da yapacağız. Bu uzun zamandır yapılmamış. Önümüzdeki dönemde hızlanarak, Alanya’yı sporcuların bu caddelerde gezdiği, antrenmanlarını dağlık kesimlerde yapabildiği, futbol takımlarının antrenmanlarını yapabildikleri bir yer haline getireceğiz. Bölgelerle ilgili şu anda arkadaşlarımız çalışmaya başladılar. Bugün başladığınız ve yapmaya çalıştığınız bir şeyi 6-8 ay, bir sene, bir buçuk sene sonra meyveye dönüştürebiliyorsunuz. Biz geleli 4 ay oldu ama planlamalara başladık. Bunların içinde en hızlı olanı da Gökbel’di. Orada baktığımızda bir memnuniyet sağladığımızı düşünüyoruz. Gelecek sene daha iyisini yapacağız ve buna da inanıyoruz” diye konuştu.



“Burs desteğimiz devam edecek”


Üniversiteyi kazanan öğrencilere verilen bursların devam edeceğini kaydeden Başkan Özçelik, “Üniversiteye ilk kez girip, ilk kaydını yaptıracak öğrencilerimize Alanya Belediyesi burs anlamında destek oluyormuş. Biz belediyenin öğrencilere destek olması programını devam ettiriyoruz. Üniversite sınavlarından sonra öğrencilerimiz tercihlerini yaptılar ve kayıt dönemi başlıyor. Alanya’da ikamet eden ve ihtiyacı olan öğrencilerimize bu yıl da burs desteğimiz devam edecek. 2022 yılında Alanya Belediyesi tarafından 4 yıllık lisans programı öğrencilerine 2 bin lira, 2 yıllık ön lisans programı öğrencilerine bin 500 lira burs verilmiş. 2023 yılında bu rakamı 7 bin lira ve 5 bin lira olarak düzenlemişler. Önümüzdeki encümen toplantısında bu yıl ne kadar burs vereceğimizin kararını alacağız” dedi.



“9 işletmeye son uyarılarını yaptık”


İş yerlerine ruhsat denetimleriyle ilgili konuşan Belediye Başkanı Osman Tarık Özçelik, ruhsat denetimlerinin devam ettiğini belirterek, şu ifadelere yer verdi:


“Esnafımızın ruhsat denetimlerini ’esnafı sıkıştırdığımız’ yönünde değerlendirenler olduğunu görüyoruz. 9 işletmeye ruhsatını almadığı için son uyarısını yazdık. Bu 9 işletmenin tamamına üç defa gitmişiz. Ruhsatınızı alın diyerek tespit varakası bırakmışız. Üç defa gelmemişler ve müracaat etmemişler. Belediye olarak şu ana kadar ruhsatı olmadığı için kapattığımız bir tek işletme yok. Sadece gelin lütfen ruhsatınızı alın diyoruz” dedi.



“Ruhsatsız esnaf sayısı yüzde 40’tan yüzde 27’ye düştü”


Başkan Özçelik, göreve başladığı günden bugüne kadar toplam 5 bin 879 işletmeyi ruhsat yönünden incelediklerini kaydetti. Özçelik, “Bu denetlemelerin sonucunda öğrendik ki ilk tespitimize göre yüzde 40 civarında işletmemiz ruhsatsızmış. Bu çok büyük bir orandı. Bugün itibarıyla bu oran yüzde 29’a gerilemiş. Yani yüzde 11’i gelmiş ve ruhsatsız işletmelerin bazıları ruhsat almışlar. Bizden ruhsat almakla ilgili belge alanlar ile ruhsatımı verin diye müracaat edenleri de ruhsatlandırdığımızı fark ederseniz bu oran yüzde 27’ye düşüyor. Şu anda Alanya’daki ruhsatsız işletme sayısı yüzde 27 diye kabul edebiliriz. Elbette bu oran da kabul edilebilir bir seviyede değil. Esnafımızın ruhsat almalarını istiyoruz. Ruhsat alanların ne suçu vardı o zaman? Haksız rekabet olmamalı. Ruhsat alan ile almayan bir olmamalı” şeklinde konuştu.



“Yeni bir tarihi alan keşfedildi”


Mahmutlar Mahallesi’ndeki Naula Antik Kenti ile ilgili çalışmaların tüm hızıyla sürdüğünü anlatan Başkan Özçelik, “Tarihi bölgemizle ilgili çok ciddi bir temizlik çalışması yapıyoruz. O bölgenin temizliği bittiğinde, çevre düzenlemesiyle projenin yapımına yönelik Kültür ve Turizm Bakanlığı ile imzaladığımız protokol çerçevesinde Müze Müdürlüğü ile birlikte Alanya Belediyesi’nin personelinin de katkısıyla kazı çalışmalarına başlayacağız. Hatta bizim kendi personelimiz hiç açılmamış, bulunmamış bir yer keşfetti. Orayı da Müze Müdürlüğü’ne ilettik. Jandarma vasıtasıyla orasının güvenlik önlemleri alındı. Şu anda tescil çalışmasına da başladılar” diye konuştu.



Yeni Çevre Yolu ile ilgili açıklama


Alanya Yeni Çevre Yolu’yla ilgili bilgilendirmede bulunan Başkan Özçelik, üstlerine düşen sorumluluğu yerine getirdiklerini söyledi. Özçelik, şöyle devam etti:


“Devam etmekte olan Alanya Çevre Yolu projesinin yol inşaatının bulunduğu alanda Alanya Belediyesi üzerine düşen sorumluluğun büyük bir kısmını tamamlamıştır. Oba ve Tosmur Mahalle sınırlarındaki tünel tamamlanmak üzeredir. Tünelden sonraki kısım Kestel Mahallesi sınırları içerisinde yeni sanayi sitesi altında kalan etabında Karayolları tarafından kamulaştırması tamamlanmış olup, bağlantı yollarının imar planı çizilmektedir ki, bunu bizzat ben de yerinde inceledim. Orada çalışmalara devam ediyoruz. Kamulaştırma yeni bitmiş. Kestel Mahallesi’nden sonraki kısımda Mahmutlar Mahallesi sınırları içerisinde kalan güzergahtaki alan daha önce 5 adet düzenleme bölgesine ayrılmıştır. Ayrılan bu düzenleme bölgelerinden ilk üç tanesinin işlemleri tamamlanmıştır. 1 tanesi tescil aşamasındadır. Geriye kalan son bölgenin uygulama çalışmaları yani plan çalışmaları devam etmektedir. Yani temelde bir sorun yoktur. İşin prosedür kısmı devam etmektedir. Sonuç olarak Karayolları 13. Bölge Müdürlüğü ile Alanya Belediyesi arasında yapılan protokol kapsamında belediyeye düşen görevlerin epey bir kısmı tamamlanmış olup, kalan kısımlar da en kısa zamanda tamamlanacaktır. Kalan iş ve işlemlerin projenin devamlılığı açısından sürdürülebilmesi için, yani bizim devam edebilmemiz için projenin en maliyetli ve zaman alan kısmı olan tünel inşaatının bir an önce tamamlanmasıdır.”



“Yeni arıtmayla ilgili düğmeye basıldı”


Toplantıda basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Başkan Özçelik, "Antalya Büyükşehir Belediyesi ile Alanya Belediyesi arasında arıtmanın yenilenmesi amacıyla protokol yapılması gerekiyordu. Bizden önceki dönemde Büyükşehir “istediğim parselleri tahsis edin, biz buraya arıtmayı yapalım” dediklerinde, Alanya Belediyesi bu parselleri tahsis etmedi. Şimdi biz Büyükşehir Belediyesi ile görüşüyoruz. Bir hayli mesafe aldık. Nasip olursa belediye başkanlığım süresi içerisinde başlanıp tamamlanacak. Bununla ilgili olarak Alanya Belediyesi ve Büyükşehir Belediyesi yeni arıtmanın yapımı için çalışmaya başladılar. Arkadaşlarımız şu an teknik çalışmaları yapıyorlar. Eylül ayındaki Meclis Toplantımızda onayı isteyip, yürümeye başlayacağız. 2028 yılına kalmadan Alanya, hiçbir pislik, hiçbir koku üretmeyen yeni bir arıtma sistemine kavuşmuş olacak. Büyükşehir Belediyesi bu inşaatın süreceği 3-4 yıllık süreyi kapsayacak bir revizyon için ihaleye çıkıyor. Yılbaşından önce veya tamir, tadilat, revizyon projesi bitecek ve 2025 yılı içerisinde sağlıklı bir arıtma çalışacak. Ama bu 3-4 yıllık bir dönem için ki, bu dönem içinde de yan tarafta yeni arıtma inşaatları başlayacak. 2025 Ocak-Şubat döneminden sonra biz Alanya’nın merkez arıtmasıyla ilgili artık bir şey konuşmayacağız” dedi.



“Büfenin kaldırılması tamamen asayişle ilgilidir"


Başkan Özçelik, bir basın mensubunun portakal büfeleriyle ilgili sorusuna ise şöyle yanıt verdi:


"Bahsedilen yerlerle ilgili olarak geçmiş dönem siyasi arkadaşlarımız, gariban, hasta, şehit cenazelerinde çay-kahve veren diye söylemlerde bulundular. Gariban, siyasi bir yakınlığa dayanarak aldığı büfeyi dört defa alıp satmaz. Gariban gelir efendice işletmesini yapar ve parasını kazanır. Ama 4 defa başkalarına devretmez ve devretmeye çalışmaz. Jandarma sükûneti sağlamak üzere 21 kez oraya gitmiş. Genellikle gece saat 00.00 ile 03.00 arasında oraya gitmiş. Bir yere 21 defa jandarma giderse orada ne vardır? Bu demek ki akşam ya da sabah orada silahlar patlayacaktır. Elimden geldiğince o silahı Alanya’da patlatmayacağım. İlk geldiğimde ruhsatsız büfeleri tespit ettirmiştim ve bu iki büfe de onların içinde. Tüm ruhsatsız büfeler kalkacak demiştik. Ancak onlara, sezona girdik, mal aldınız, malınızı satın ama 1 Kasım’da sizi buradan kaldıracağız dedik. O insanlar zaten 1 Kasım’da kalkacaklarını biliyorlar. Bu insanlar da 1 Kasım’da kalkacaktı ama 21 defa bir yerde kavga oluyorsa, akşam da sabah da silah patlayacaktır. Sonra da Alanya Belediyesi o ruhsatsız yeri niye kaldırmadı sorusunu yönelteceklerdi. 11 büfe vardı, şimdi ikisi kalktı ve 9 kaldı. Sözleşme altında beş kişiye devredilmiş, devralınmış, şahit olarak imzası var. Büfenin kaldırılması tamamen asayişle ilgilidir."



Başkan Özçelik’ten esnafa çağrı: “Ruhsatınızı alın”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul YÖK Başkanı Özvar, 3. Türkiye-Özbekistan Eğitim Forumu’na katıldı Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, Türkiye ile Özbekistan arasında düzenlenen 3. Eğitim Forumu’na yaptığı konuşmada, "Türkiye ile Özbekistan arasındaki iş birliği, kurulacak üniversite ile taçlanacak” dedi. Türkiye ile Özbekistan’daki üniversiteleri buluşturarak iş birliği alanları ve imkanlarının rektörler düzeyinde görüşülmesini amaçlayan 3. Türkiye-Özbekistan Eğitim Forumu İstanbul Teknik Üniversitesi’nde başladı. Programa YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar ve Özbekistan Cumhurbaşkanı Başdanışmanı ve Taşkent Devlet Transport Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Adil Abdurrahmanov’un yanı sıra her iki ülkeden çok sayıda rektör katıldı. “Özbekistan’dan toplam 7 bin 428 öğrenci üniversitelerimizde öğrenim görmektedir” İki dost ve kardeş ülke arasında henüz kullanılmayan çok büyük bir potansiyelin olduğunu söyleyen Özvar, "Mevcut verilere göre, Özbekistan’dan toplam 7 bin 428 öğrenci üniversitelerimizde öğrenim görmektedir. En fazla öğrencinin bulunduğu programlar işletme (433) ve tıp (383) programlarıdır. 17 Özbek uyruklu akademisyenimiz de üniversitelerimizde çalışmaktadır. Türkiye ve Özbekistan yükseköğretim kurumlarının birlikte yürüttüğü mevcut Ortak Eğitim Programı Protokolü sayısı 7 adet olup, 6 protokol daha uygun bulunmuştur. Bu sayılar, Özbek öğrencilerin Türk üniversitelerine ciddi bir ilgi gösterdiğinin ve Türk ve Özbek üniversiteleri arasında kayda değer bir iş birliğinin mevcut olduğunun göstergesidir. Ancak, iki dost ve kardeş ülke arasında henüz kullanılmayan çok büyük bir potansiyelin olduğuna inanıyorum. Özbekistan’dan ülkemize gelen öğrenci sayısının ve üniversitelerimiz arasında yeni ortak eğitim protokollerinin daha da artırılması mümkündür. Diğer taraftan, Türk Devletler Teşkilatının önemli bir parçası olan Türk Üniversiteler Birliğinde de üniversitelerimiz arasında iş birlikleri ve iletişim devam etmektedir. Ülkemizden 61, Özbekistan’dan ise 11 üniversite Türk Üniversiteler Birliğine üyedir” ifadelerini kullandı. Türkiye ile Özbekistan arasında işbirliği amaçlı yeni bir üniversite kurulacağını belirten Özvar, “YÖK olarak üniversiteler arasında ortak temel, pratik ve yenilikçi projelerin hayata geçirilmesi konusunda yapılan çalışmaları desteklemekte ve üniversitelerimizi bu konularda Özbekistan’ın yükseköğretim kurumlarıyla iş birliği yapmaları konusunda teşvik etmekteyiz. Bu iş birlikleri Türk-Özbek Üniversitesinin kurulmasıyla taçlanacak. Benzer bir girişimi dost ve kardeş Azerbaycan’la hayata geçirdiğimizi ve Türkiye-Azerbaycan Üniversitesinin açılmasının mutluluğunu yaşadığımızı ifade etmek isterim. Bir nevi ‘çatı üniversite’ konumunda olan bu üniversitede Türkiye’nin önde gelen üniversiteleri tarafından ön lisans, lisans ve lisansüstü programlar açılacak. Türkiye ve Özbekistan arasında da başta sağlık, mühendislik ve bilişim olmak üzere Türk üniversitelerinin sahip olduğu bilgi ve tecrübeyi paylaşabilecekleri ortak bir üniversitenin kurulması ülkelerimiz arasındaki ilişkilere önemli bir ivme kazandıracak. Türkiye ve Özbekistan üniversitelerinin birlikte yürüttüğü mevcut 7 ortak eğitim protokolüne ek olarak 6 protokol daha uygun bulundu. Mevcut verilere göre, Özbekistan’dan toplam 7 bin 428 öğrenci üniversitelerimizde öğrenim görüyor. En fazla öğrencinin bulunduğu programlar 433 ile işletme, 383 öğrenci ile tıp programları. 17 Özbek uyruklu akademisyenimiz de üniversitelerimizde çalışıyor. Bu sayılar, Özbek öğrencilerin Türk üniversitelerine olan ilgisini gösteriyor” şeklinde konuştu.
Amasya Sağlık Bakanı Memişoğlu: “Suriyelilere hastane iddiaları dezenformasyon” Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, "Konya’da Suriyelilere özel bir Kadın Doğum ve Çocuk Hastanesi yapılacağı" yönündeki iddiaların dezenformasyon olduğunu belirterek, “Böyle bir durum söz konusu değil” dedi. Konya İl Sağlık Müdürü Prof. Dr. Mehmet Koç’un açıklamalarına dayanarak sosyal medyada yayılan iddiaların gerçeği yansıtmadığını vurgulayan Bakan Memişoğlu, “Bizler misafirlerimize her türlü hizmeti veririz. Ancak bunu kötü niyetle kullanan ve 5 yıl evvel il müdürümüzün söylediği birkaç ifadeyi kötü niyetli sosyal medyada arkadaşların yanlış yaptığını düşünüyorum. Böyle bir durumumuz olmadığı gibi bunu da anlamlandıramıyoruz” diye konuştu. Memişoğlu, “Özellikle sosyal medyada 5,6 sene evvel o günkü şartlara göre söylenmiş birkaç kelimeyi dezenformasyon şeklinde, sosyal medyada yayan arkadaşlarımızın ne düşünceyle bunu yaptıklarını anlamış değilim” şeklinde konuştu. Covid-19 salgını döneminde Türkiye’deki sağlık altyapısının ne kadar iyi olduğunu bütün dünya gördüğüne işaret eden Bakan Memişoğlu, “Biz insanlığa sağlık anlamında hizmet etmekle mükellefiz. Aynı zamanda kendi insanımızın da en iyi sağlık hizmetini almaya hakkı olduğunu ve bunu verdiğimizi belirtmek istiyorum. Dünyanın hiçbir ülkesinde bu kadar çok yaygın, ücretsiz ve altyapısı kuvvetli, insan gücü kaliteli sağlık hizmeti sunulmuyor” ifadelerini kullandı. Ziyaret ettiği Amasya Valiliği’nde görevine yeni başlayan Amasya Valisi Önder Bakan’a başarılar dileyen Memişoğlu, inşasına başlanan 600 yataklı Amasya Devlet Hastanesi binasının 2026 yılının ilk aylarında hizmete açılmasının planlandığını da açıkladı. Ziyarette AK Parti Amasya milletvekilleri Haluk İpek ve Hasan Çilez, Amasya Belediye Başkanı Turgay Sevindi ile diğer yetkililer de yer aldı.
Kırıkkale Bakan Şimşek: "Cari açığı bir endişe olmaktan çıkardık" Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, "Rezerv konusunu bir endişe olmaktan çıkardık, cari açığı bir endişe olmaktan çıkardık. Uluslararası tanıma göre rezerv yeterliliğinde birin üzerine çıktık, yani rezerv yeterliliğini sağladık" dedi. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Kırıkkale Organize Sanayi Bölgesi’nde düzenlenen "Türkiye Buluşmaları" kapsamında "Kırıkkale İçin Özümüzden Geleceğe" programında iş insanlarıyla buluştu. Orta Vadeli Program hakkında önemli açıklamalarda bulunan Şimşek, enflasyonun 2026 sonunda tek haneye düşmesini hedeflediklerini belirterek, bütçe açığı ve cari açıkta da büyük düşüşler kaydettiklerini vurguladı. “Bu kazanımları kalıcı hale getirmek için kamuda disiplin gerekiyor” Bakan Şimşek, Orta Vadeli Program’ın nihai hedefinin sürdürülebilir büyüme ve adil gelir dağılımı olduğunu ifade ederek, "Fiyat istikrarını sağlamalıyız. Orta vadeli programımızın nihai hedefi sürdürülebilir yüksek büyüme ve daha adil gelir dağılımı. Kalıcı refah istiyoruz ve daha kapsayıcı büyüme, daha kapsayıcı refah artışı. Şimdi bunun da makroekonomik altyapısını oluşturuyoruz. Orta vadeli programın nihai hedefi bu ama oraya giderken fiyat istikrarını sağlamalıyız. Fiyat istikrar derken neyi kastediyoruz? Enflasyonun kalıcı bir şekilde tek haneye düşürülmesi. Neden, çünkü enflasyon tek haneye düştüğünde ülkede büyüme hızı artıyor. Bakın size basit bir örnek vereyim. 1990’lı yıllara gidip 10’arlı yıllar şeklinde son 30 yıla bakalım. 90’lı yıllarda büyüme ortalama yüzde 3.1, enflasyon ortalama yüzde 72. 2000’li yılların başındaki on yıla gelin. Enflasyon ortalama yüzde 9.3, büyüme yüzde 5.7. Büyüme neredeyse ikiye katlanmış. Enflasyon yüzde 72’den yüzde 9 olmuş. Son 10 yılda ise enflasyon ortalama yüzde 25’e çıkmış, büyüme yüzde 5.1’e düşmüş. Dolayısıyla kalıcı refah artışı için, sizlerin görmeniz için, yatırımlarda, verimlilikte, inovasyonda atılım için bizim fiyat istikrarını sağlamamız lazım, enflasyonu kalıcı olarak tek haneye düşürmemiz lazım. Bu programın nihai amacı, sürdürülebilir yüksek büyüme, adil gelir dağılımı ama buraya giden yolda en öncelikli hedefimiz enflasyonun tek haneye düşmesi. Bunu da yapmak için mali disiplini, yani bütçe disiplini sağlamalıyız. Çünkü bu kazanımları kalıcı hale getirmek için kamuda disiplin gerekiyor. Biz eğer mali alanda disiplin oluşturabilirsek o zaman yapısal dönüşüme kaynak vermiş oluruz. Örneğin, yeşil dönüşüm, dijital dönüşüm, daha rekabetçi bir altyapı. Bunların hepsi kaynak gerektiriyor. İşte bütçede disiplini sağlayarak reformlar için mali alan oluşturmalıyız.” dedi. “Enflasyonda yılı büyük ihtimalle yüzde 40-42 civarında kapatacağız” “Türkiye’de kur kaynaklı sorunların büyük bir kısmı dış açıklıktan kaynaklanıyor" diyen Şimşek, “Türkiye, dünya ile ticarette mal ve hizmet ticaretinde büyük açıklar verince genelde sorunlarla karşı karşıya kalıyor. Onun için cari açığı da sürdürülebilir bir düzeye çekmeliyiz. Bütün bu kazanımları kalıcı hale getirmek için yapısal dönüşüm. Yapısal dönüşüm demek yüksek rekabet gücü demek, verimlilik artışı demek. Dolayısıyla verimlilik artışı da rekabet gücü üzerinden Türkiye’de yatırım, istihdam, üretim ve ihracat üzerinden büyümek demek. Dolayısıyla bütün bunlarla biz Türkiye’nin büyüme potansiyelini artırdık. Bizim yol haritamıza baktığımız zaman Mayıs ayına kadar dezenflasyonda bir geçiş dönemindeydik. Çünkü para politikasının etkili olabilmesi için zamana ihtiyacımız vardı. Şimdi dezenflasyon dönemine girdik. Dezenflasyon, enflasyonun düşüşü demek. Enflasyonda kalıcı ve hızlı bir düşüş dönemindeyiz. Yıllık enflasyon Mayıs ayında yüzde 75 ile zirveye çıktı. Ağustos ayında 52’ye kadar düştü. Önümüzdeki aylarda bu düşüş devam edecek. Büyük ihtimalle yılı yüzde 40-42 civarında kapatacağız. Gelecek sene de hedefimiz yüzde 20’nin altı, yüzde 17,5. 2026 yılının sonunda da tekrar enflasyonu tek haneye indireceğiz. Diyeceksiniz ki ‘üç yıl çok uzun bir süre.’ Aslında dünya deneyimi bundan farklı değil. Geçen sene bir çalışma yayınlandı. 56 ülkede 100 tane enflasyon şoku incelendi. Enflasyonun şok öncesindeki seviyesine düşürülmesi, 3.4 yıl alıyor. Biz bu programı geçen sene açıkladık. Üzerinden 1 yıl geçti" diye konuştu. “Bu sene cari açıkta hedefimizden daha iyi bir noktadayız” Cari açıkla ilgili Bakan Şimşek, "Geçen sene deprem sebebiyle bütçe açığımız yükseldi. Bu sene de depremin etkisi çok hissediliyor, bu sene de yüksek. Ama önümüzdeki seneden itibaren Maastricht kriterinin, yani yüzde 3 kriterinin altına yaklaşacağız. Böylece de disiplini tam olarak tesis etmiş olacağız. Son 20 yıla bakarsanız cari açığın milli gelire oranı yüzde 4 civarında. Bu sene yüzde 1.7’ye düşürmüş olacağız. Aslında çevremizdeki savaşlar olmasa, Rusya, Ukrayna, Orta Doğu ile ticaretimiz etkilenmeseydi, çok büyük ihtimalle cari açık yüzde 1 civarında olacaktı. Dolayısıyla cari açığı kalıcı olarak yüzde 2’nin altına çekmek istiyoruz. Çünkü bu civardaki cari açığı çok rahat yönetebiliriz. Bu cari açıkla dış borcun milli gelire oranı düşerken bir taraftan da rezerv biriktirebiliyoruz. Dolayısıyla bu sene de hedefimizden daha iyi bir noktadayız. Bu program çalışıyor. Bazılarına göre program yok ama olmayan bir program nasıl sonuç üretiyor, onu anlatayım. Aslında bir program var. Türkiye’nin cari açığı geçen yıl Mayıs ayında yıllık 57 milyar dolara çıkmıştı. Şu anda 20 milyar doların altında. Bir program olmadan cari açık bu kadar düşer mi? Merkez Bankası’nın rezervleri geçen sene Mayıs ayında 98,5 milyar dolar, şu anda 156 milyar doların üzerine çıkmış durumda. Net rezervlerdeki artış daha dramatik. Swap hariç Merkez Bankası’nın net rezervleri tam 90 milyar dolardan fazla arttı. 90 milyar dolar fazla mı diye sorabilirsiniz. Bizim 2002-2013 yılındaki net rezervlerimiz 38 milyar artmış, bu program sayesinde son bir yılda 90 milyar dolar artmış. Dolayısıyla rezerv konusunu bir endişe olmaktan çıkardık, cari açığı bir endişe olmaktan çıkardık. Uluslararası tanıma göre rezerv yeterliliğinde birin üzerine çıktık, yani rezerv yeterliliğini sağladık.” şeklinde konuştu. “Bütçe açığını yüzde 5.2’ye düşürdük, bunun da 3’te 2’si deprem kaynaklı” Bütçe açığında önemli bir düşüş sağladıklarını kaydeden Bakan Şimşek, depremin etkisine dikkat çekerek, “Kur korumalı mevduat, geçen sene Ağustos ayında zirveyi buldu. Neredeyse 144 milyar dolar seviyesine çıkmıştı. Kur korumalı mevduattan çıkışı biz önceliklendirdik. Kur korumalı mevduatta 98 milyar dolarlık bir düşüş var. Bu bir koşullu yükümlülük. Koşullu yükümlülük demek, kurda önemli bir değer kaybı olsaydı, onun faiz farkını Merkez Bankası ödeyecekti. Dolayısıyla bunu azaltarak Türkiye’nin risklerini azalttık. Türk lirasına güven arttı. Geçen sene Ağustos ayında Türk lirasının toplam mevduattaki payı yüzde 32’nin altına düşmüştü. Şu anda yüzde 53’ün üzerine çıkmış durumda. Dolayısıyla Türk lirasına güven artıyor. Bütçe dengesinde 20 yıla baktığımızda, bütçe açığının milli gelire oranı yüzde 2.4, ama geçen sene de büyük bir deprem oldu. Yine EYT benzeri uygulamalar yapıldı. Geçen sene Mayıs ayında piyasa, ‘tedbir alınmazsa bütçe açığının milli gelire oranı yüzde 9.8’e çıkacak’ diyordu. Biz tedbir aldık, bunun sayesinde bütçe açığını yüzde 5.2’ye düşürdük. Bunun da 3’te 2’si deprem kaynaklı. Ama deprem bir kerelik. Önümüzdeki birkaç yıl içerisinde deprem ile ilgili harcamalar yerini dayanıklı şehirler inşa etmek için harcayacağımız kaynaklara bırakacak.” ifadelerini kullandı.